17.1.03

Kurtlar Vadisi - Polat Alemdar (Necati Şaşmaz)

İlişkileri deşifre edip, sistemi çökertmek üzere mafyanın içerisine girmiş, çetelerin “Küresel Güçler” ile nasıl işbirliğine girdiğine şahit olmuş, gizli bir devlet görevlisidir. “Kurtlar Vadisi – Pusu”da Polat Alemdar’ın misyonu yine akıl, cesaret ve organizasyon becerisi gerektirmektedir. Çünkü mücadele ettiği güçler, yarım asırdan beri ülkenin birçok yapılanmasına sızmış, derin ve küresel bir oyunun parçasıdır…


Polat Alemdar; Mehmet Karahanlı ile Nergis Karahanlı'nın öz oğludur. Mehmet Karahanlı, devlete birçok hizmette bulunmuş bir istihbaratçıydı. Özellikle Aslan Akbey'le birçok başarılı operasyon yapmıştı. Ancak en son ki görevlerinde gözünü para ve güç bürümüş olan Karahanlı; İsrail'e, Filistinliler'in kaldığı bir mülteci kampında silahların saklandığına ihbar ederek ihanet etmiştir. Bunun üzerine İsrail kampı bombalamıştır. O sırada kampta olan Aslan Akbey'in kızkardeşide ölmüştür. Aslan Bey ya da kod adıyla Amca, bunun öcünü almak için Karahanlı'nın oğlu Efe Yakup Karahanlı'yı kaçırmış ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na vermiştir. Ömer Candan ve Nazife Candan isimli bir çift, Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan bir evlatlık almak istiyordu. Amca, Efe Yakup'un bu çifte evlatlık olarak verilmesini sağlamıştır. Amca'nın amacı; Efe Yakup'un tanınmayan bir ailede saklanarak tekrar öz annesi ve babası tarafından bulunmasını engellemekti. Ömer ile Nazife Candan çiftiyse, Efe Yakup'a Ali ismini verdi. Böylece Mehmet Karahanlı'nın oğlu Efe Yakup Karahanlı, Ali Candan oldu. Ali Candan büyüyünce Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirerek bir diplomat oldu. Ali Candan, diplomat gibi görünsede bir istihbaratçıydı ve Aslan Akbey'e hizmet ediyordu. Ali Candan, birçok Avrupa ülkesinde başarılı operasyonlarda bulunmuştur. En son Kosova'da iken Aslan Akbey, onu yurda çağırmıştır ve en zor görev olan Kurtlar Vadisi Operasyonu görevini vermiştir. Ali Candan bunun için ailesi ve sevgilisi Elif Eylül ile vedalaştıktan sonra estetik bir ameliyat olmuştur ve yüzü değiştirilmiştir. Kendisine yeni kimlik olarak Polat Alemdar kimliği verilmiştir ve Ali Candan, trafik kazasında öldü olarak gösterilmiştir. Böylece Ali Candan, Polat Alemdar olmuştur.

Kurtlar Vadisi Operasyonu'nda amaç, mafyanın en tepesindeki güç olan Kurtlar Konseyi'nin çökertilmesiydi. Bu görev çok zordu ve Kurtlar Konseyi çok güçlüydü. Öyleki konsey Türkiye Cumhuriyeti'nin yıllık milli gelirinin yarısı kadar bir parayı kontrol ediyordu. Polat Alemdar, Duran Şatıroğlu'nun yeğeni olarak gösterilmişti. Aslan Akbey, durumu Duran Emmi'ye anlatmıştır. Bunun üzerine Duran Emmi, kendilerine yardımcı olmayı kabul etmiştir. Böylece Polat Alemdar, Duran Emmi'nin kıraathanesinde durmaya başlamıştır. Buradayken ileride en çok sevdiği insanlardan olan Seyfo Dayı ve Süleyman Çakır ile tanışacaktır. Seyfo Dayı, Duran Emmi'nin sağkoluydu ve Emmi'nin ölümümden sonra her zaman Polat'a yardımcı olmuştur. Süleyman Çakır geçmişte hapisteyken, kendisine Duran Emmi'yi öldürmesi karşılığında çok büyük para verileceği söylenmesi üzerine Duran Emmi'yi abdest alırken öldürecekti ki kendi babasınında kendisine abdest alırken öldürüldüğünü hatırlayınca onu öldürememiştir. Bu olaydan sonra Süleyman Çakır ile Duran Emmi'nin yolu hiç ayrılmamıştır. Duran Emmi, Çakır'a birçok yardımda bulunmuş hatta Çakır'ın kardeşi Derya Çakır'ı okutarak onun bir mimar olmasını sağlamıştır. Süleyman Çakır, aynı zamanda Kurtlar Konseyi'ne bağlıydı ve Testere Necmi'nin hiyerarşisindeydi. Çakır, birgün Duran Emmi'yi ziyarete geldiğinde Polat ile tanışmıştır. Bu tanışmadan sonra, Çakır'la arası açık olan Kurtlar Konseyi'nin İstanbul Sefiri Şevko, bir suikast ile Emmi ile Çakır'ı öldürmek istemiştir. Emmi ile Çakır kıraathaneden çıkarken, Şevko'nun adamları arabadan çıkarak onları öldürmeye çalışmış fakat Polat, Emmi ile Çakır'ı yeri yatırarak canlarını kurtarmıştır. Bundan sonra Polat ile Çakır can dostu oldular. Çakır ile Şevko arasında ki husumetin sebebi, kumarhane açma hakkının Şevko yerine Çakır'a verilmesiydi. Çakır'ın Şevko ile arası açılınca Konsey araya girerek bir barış sağlamış fakat bu barış çok kısa sürmüştür. Şevko'nun Duran Emmi ile de arası açıktı çünkü Şevko, Kanlıca Sırtların'da ki evleri zorla zaptederek oraya yeni binalar dikmek istiyordu ama Kanlıca sakinleri bunu reddediyordu. Evi Kanlıca'da bulunan Polat'ın çok sevdiği ve sonradan üvey babası olduğunu öğrendiği Ömer Candan, bu yüzden Duran Emmi'den yardım istemiştir. Bunun üzerine Emmi, Şevko'nun yazanesine gitmiş ve ona Kanlıca işinden vazgeçmesine söylemiştir. Şevko bundan dolayı Duran Emmi'ye düşman olmuştu. Şevko, Konsey'in üyesi olanTombalacı Mehmet'in liderliğinde kurulan sehemde yer almış ve Tombalacı'dan başka sınır kapılarını kontrolü altında tutan Tuncay Kantarcı ve çok büyük miktarda parası olan İplikçi Nedim ile işbirliği yapmıştır. Bu sehemde amaç, İsrail'den gelecek olan uçaksavar mermilerini Irak'a ulaştırmaktır. Ancak bunu öğrenen Aslan Akbey, uçaksavar mermilerini taşıyan tırları Cizre'de durdurdu ve bu mermilerin ileride kullanılmak üzere gömülmesini emretti. Bu işte de başarısız olan Şevko, bir gazeteciye mektup yazarak herşeyi anlatacağını, amacının sadece kendisini aklamak olduğunu söylemiştir. Bundan haberdar olan Tombalacı, Şevko'yu öldürtmek için Şevko'nun saklandığı hastaneye adamlarını göndermiş ayrıca Çakır ile Polat'da, Şevko'yu sehem konusunda konuşturmak için hastaneye gitmişlerdir. Ancak Aslan Akbey, herkesten erken davranarak Şevko'yu konuşturdu ve sehemi Tombalacı'nın kurduğunu öğrendi ve Şevko'yu pencereden atarak öldürdü. Daha sonra Tombalacı Mehmet, Çakır'ın açtığı kumarhaneyi kendisine vermesini istedi ancak Çakır bunu kabul etmeyince kumarhaneyi tarattı ve birçok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep oldu. Ölenlerden biride Çakır'ın kızkardeşi Derya idi. Gene Polat ile Elif'te yaralanmıştı hatta Elif, omuriliğine mermi isabet etmesinden dolayı felç olmuştu ancak ileride fizik tedavi ile iyileşmiştir. Tombalacı, Çakır'ı öldüremeyince, birçok kez daha Çakır'ı öldürmek istemiş fakat hepsinde başarısız olmuştur. Çakır, iyileşince mahkemede yargılandı ve kumarhane işletmekten dolayı mahkum edilerek hapse gönderildi. Daha sonra, Elif, Polat, Memati ve Seyfo Dayı'nın çabalarıyla kurtuldu. Karahanlı, Tombalacı ile Çakır arasında ki meseleyi sona erdirmek için Tombalacı'yı yurtdışını göndermeye karar verdi. Karahanlı'nın sağkolu ve Konsey üyesi Kılıç, Çakır ile görüşürken bunu Çakır'a bildirmiş ve Tombalacı'nın nereden hangi yatla gideceğinide Çakır'a söylemiştir. Çakır ve Polat, Tombalacı gelmeden önce yata baskın yaptılar ve kaptanla mürettebatın elini kolunu bağladılar. Böylece Tombalacı gelince onu pusuya düşürdüler ve yakaladılar. Tombalacı'yı, tarattığ kumarhaneyi getirdiler ve onu bir masaya bağladılar. Çakır, beyzbol sopasıyla Tombalacı'nın bütün kemiklerini kırdı ve Polat, Tombalacı'nın kafasına sıktı. Böylece Tombalacı'dan hesap sorulmuş oldu.

Süleyman Çakır, Şevko'nun ölümümden sonra bir süre boş kalan İstanbul Sefirliği'ne getirildi. Çakır, sefir olunca İstanbul'da ki tüm küçük mafyaları mekanına davet etti. Ancak Cerrahpaşalılar sorun çıkarsalarda Cerrahpaşalı Metin, Çakır'ın mekanına geldi. Çakır, bu mafyalardan kendisine biat etmelerini istedi. Cerrahpaşalı Metin, sorun çıkarınca Polat, ona biat etmesini söyledi. Polat, Metin'den "Sen kimsin lan racon kesiyorsun?" şeklinde bir cevap aldı. Bunun üzerine Polat, "Racon kesmiyorum, kafa kesiyorum"diyerek Cerrahpaşalı Metin'in kafasını kesti. Diğer mafyalarda biat ettiler. Ancak Cerrahpaşalı meselesi burada bitmedi. Konsey'in bir üyesi olan ve Konsey'in suikast işlerini yürüten Testere Necmi, Cerrahpaşlılar'dan yana oldu. Cerrahpaşalı Metin'in abisi Cerrahpaşalı Halit, intikam için yanıp tutuşuyordu. Çakır'a biat eden mafyalarda biatlarından döndüler ve Halit'den yana oldular. Testere Necmi, Çakır'ın karısı Nesrin'in kızkardeşi olan Meral'i kaçırdı ve bir eve hapsetti. Halit'de o eve saklandı. Çakır, evi bulunca eve girdi ve Meral'in yanına giderken Halit tarafından pusuya düşürüldü. Bunun sonucunda ağır yaralandı. Polat, Çakır'dan sonra eve gelince Meral'in ellerini ve ayaklarını bağlayan iplerini çözdü. Daha sonra Çakır'ı alarak hastaneye götürdüler. Fakat Çakır tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve öldü. Polat Alemdar, biatlarından dönen mafya babalarının hepsini Çakır'ın ölümüyle aynı gece öldürdü. Gene aynı gece, Cerrahpaşalı Halit'in evini bastı ve Memati, Halit'i boğarak öldürdü. Böylece Polat, Çakır'ın hesabını sordu ve başta Memati Baş olmak üzere Çakır'ın tüm adamları Polat'ın adamı oldular.

Aslan Akbey, başına buyruk istihbaratçılardan olan Pala ve ekibi tarafından öldürüldü. Daha sonrada Seyfo Dayı'yı da aynı şekilde öldürdüler. Bunun üzerine Polat, Pala'yı yakaladı ve Aslan Akbey'i kimin emriyle öldürdüğünü sordu ve Kirve cevabını aldı. Daha sonra Pala, Polat tarafından öldürüldü ve bir çukura atılarak üstüne beton döküldü. Seyfullah Yördem'in namı diğer Seyfo Dayı'nın cenazesi sırasında Kirve, Polat ve Laz Ziya ile Kılıç'a, mezarı göstererek hepinizin geleceği yer burasıdır dedi. Bundan sonra Polat, Konsey üyelerinden Laz Ziya ile bir olarak Kirve'yi yakaladılar. Daha sonra Kirve'yi, Halo Dayı'ya teslim ettiler. Halo, Kirve'nin vaktiyle zulüm edip delirttiği Deli Mesut'u akıl hasyanesinden aldı ve bir odaya aldı. Daha sonra Kirve'yi de o odaya attı. Mesut, bir gözlük camıyla Kirve'yi paramparça etti. Polat'ın öz babası Mehmet Karahanlı'nın amacı, dizide pek çok insanın bildiğinin aksine bizzat Dünya'nın düzenini değiştirmeyi planlayan bir amacı olan Tapınak Şövalyeleri'ni bertaraf edip dünyada hâkim bir güç haline gelmekti ancak zaafı onu ele verdi. Tek zaafı yıllar önce Aslan Akbey tarafından kaçırılan oğlu Efe Yakup Karahanlı, (Polat Alemdar veya Ali Candan)'dır. Oğluna karşı olan zaafı onu bitirmiştir. Mehmet Karahanlı, Tapınakçılar tarafından öldürüldü. Karahanlı'nın ölümünden sonra KGT'nin (Kamu Güvenliği Teşkilatı) kurucusu olan Doğu Eşrefoğlu, Polat'a gerçekleri anlatarak kendisinin Mehmet Karahanlı'nın oğlu olduğunu söylemiştir. Böylece Polat geçmişini öğrenmiştir. Polat, kendsinin aslında Ali Candan olduğunu, görev amacıyla Polat olduğunu ailesine anlatmıştır ve ailesine büyük bir sevinç vermiştir.

Mehmet Karahanlı'nın ölümüyle iyice güç kaybeden Kurtlar Konseyi'ne rakip olarak, İbrahim Ahıskalı'nın lideri olduğu Rus Konseyi Türkiye'ye gelmiştir. Ancak bu Konsey'in üyelerinin tamamı, gene bu Konsey'in üyesi olan Akrep Bekir'in ihanetiyle Memati tarafından helikopterden taranarak öldürüldü. Kongrenski adlı örgütün lideri ve eski bir KGB ajanı olan Tilki Andrei, Rus Konseyi'ni denetlemeye, inisiyatifine bağlı olarakda öldürmek için Türkiye'ye gelmişti. Fakat Polat'ın bu konseyi ortadan kaldırması üzerine Tilki, ilk önce Konsey'e ihanet eden Akrep Bekir'in yatağına bir akrep koyarak Akrep Bekir'i öldürdü. Tilki Andrei, daha sonra Polat'ın dört adamını kaçırdı ve Polat'tan Samuel Vanunu'nun kellesini istedi. Fakat verdiği süre dolmadan Polat'ın adamlarını öldürdü ve Rusya'ya geri döndü.

Polat Alemdar, bizzat Mehmet Karahanlı tarafından yazılan Kripteks adında ki belgeleri ele geçirmiştir. Fakat Kripteks'i açamamıştır. Çünkü Kripteks'in anahtarı Karahanlı'nın sağkolu Kılıç'ın çakısıydı. Kurtlar Konseyi'nin üyesi ve Karahanlı'nın avukatı olan Nizamettin Güvenç, tek başına Türkiye'ye hakim olmak istedi. Bunun sonucunda Konsey'in son kalan üyelerinden Laz Ziyayı hapishanede şişletti ve Kılıçı, çakısını kalbine saplayarak öldürdü. Böylece Kripteks'in anahtarı Nizamettin'in eline geçti. Ancak Nizamettin çok geçmeden Polat Alemdar tarafından yakalandı ve asılarak öldürüldü. Kılıç'ın çakısıyla Kripteks'i açan Polat, bunda ki bilgileri aldı. Kripteks, daha sonra Polat'ın adamı Nevzat tarafından, Elif Eylül'ün defni sırasında Elif'in mezarına atıldı ve böylece burada gizlendi. Elif Eylül, Polat'ın Ali olduğuna öğrenince şoka girmişti ve bir trafik kazası geçirerek ağır yaralanmıştı. Daha sonra hastanede ölmüştü.

Polat Alemdar, tüm bu olaylardan sonra, Los Angeles'a giderek Tapınakçılar'ın Dünya Baronu Amon ile görüştü. Amon, Polat'tan, Kripteks'i istedi. Polat Kripteks'i vermedi ve Amon ile bir anlaşma yaparak Türkiye'ye geri döndü. Türkiye'de, faaliyetlerinden dolayı mahkemede yargılanan Polat, serbest bırakıldı.

En yakın dostu Süleyman Çakır'dan kalan adamlarıyla birlikte ülkeyi ele geçirmeye çalışan İskender Büyük adındaki emekli bir generalle savaştı. İskender Büyük'ün ortaya çıkması, İhtiyarlar adı verilen Türk derin devletinin Polat Alemdar ile temasa geçmesini sağlamıştır. Bu yüzleşmenin gerçekleşmesini istemeyen İskender Büyük'ün tüm engellemelerine karşın, Polat Alemdar buluşmayı gerçekleştirmiştir. Bu buluşma neticesinde ülke hakkındaki en net bilgileri edinmiş ve İhtiyarların desteği ile hareket rotasını belirlemiştir.

Annesinin kalp krizi geçirmesi yüzünden Ebru Duru ile evlenmiştir. Kayınpederi Ercüment Duru'nun İskender Büyük'ün adamı olduğu ortaya çıkarmıştır. İskender Büyük ve yapılanması ile savaşmıştır. Başbakana yapılması planlanan suikasti engellemeye çalışırken başbakanın koruması tarafından vurulmuş ve ağır yaralanmıştır.

En nihayetinde İskender Büyük, Davut Tataroğlu, İstihbaratlar ve Müsteşarlar gibi birçok üst düzey kişi ve makamı belirli bir amaç doğrultusunda, belirli sürelerde kullanan en büyük ve derin yapılanmayı, yani Gladio'yu keşfetmiş. Bu oluşumun Türkiye sorumlusu Aron Feller ile yüzleşmiş ve onunla mücadeleye girişmiştir.

Gladio, Polat Alemdar'ın en yakın adamlarından birisi olan Abdülhey Çoban'ı kaçırıp konuşturmayı denemiş fakat kullandıkları yöntemler sonucu Abdülhey'in hafızasının son 10 yılı silinmiştir. Polat Alemdar Abdülhey'in kayıp hafızasını geri getirmeyi başarmıştır. Peşindeki Gladio yapılanmasını atlatmaya çabalamaktadır. 2 kez Türkiye başbakanını suikastten kurtarmıştır. İstanbul'da bir nükleer bombanın patlamasına engel olmuştur.

İskender Büyük, en büyük düşmanı Polat Alemdar'ı yok etmek için karısını öldürüp kızını kaçırarak Aron Feller'e teslim etmiş, ancak bu davranışının bedelini canıyla ödemiştir.

Polat Alemdar ilerleyen bölümlerde yaptığı operasyonda başarısız olduğundan KGT başkanlığı görevinden alınmış, yerine Ünsal Kemal Alnıaçık getirilmiştir. Devlet ile yolları artık ayrılmış olan Polat Alemdar, amacına ulaşmak için yöntem değiştirmiş; Şeref Zazaoğlu, Zülfikar Ağa, Baba Memduh ile iş birliği içine girip, mafya yapılanmasına tekrar dönmüştür. Sonraki bölümlerde bunun İhtiyarlar tarafından oynanmış bir oyun olduğu ortaya çıkmış ve Polat Alemdar KGT başkanlığı görevine tekrar dönmüştür.

İlerleyen zamanlarda sağ kolu olan Memati Baş suikaste uğramış ve hayatını kaybetmiştir. Bu Polat Alemdar'ı psikolojik travma sürecine sokmuştur. Eski İhtiyarlar Başkanı ise suikast sonucu öldürülmüştür, yerine gelen yeni İhtiyarlar Başkanı Adil Eşrefoğlu (Doğu Eşrefoğlu'nun kardeşi), Polat Alemdar'ı KGT görevinden alıp yerine Mete Aymar ve Mete Ağır getirilmiştir.

İhtiyarlar Başkanı Adil Bey, Polat Alemdar'a sonu ölüm olan bir görev vermiştir. Burada Polat'ın görevi örgütü çökertmek ve başkanı öldürmektir. Bunu başaramaz. Çıkan çatışmada ağır yaralanır ama bir mühdet öldü zannedilir ve kayıtlara öldü olarak geçirilir. Artık Polat Alemdar'ın kimliği yoktur. Polat, belli bir süre yaşadığını herkesden saklamış, maske takarak görevine devam etmiştir.

İlerleyen bölümlerde İhtiyarlar Heyetinin yeni başkanı olan aksaçlı Adil Bey, kötü bir oyun ile makamından edilmiş ve yerine yeni gelen Sencer Bey, devletin bölgesel güç olma stratejisinden çıkararak NATO'nun emrine sokmaya çalışmaktadır. Memati'nin ölümü, Polat'ın Suriye'de zarar görmesi Sencer Bey'in oynudur. Birçok devlet kurumu, Mete Ağır ve başta KGT, bu oluşumu ve değişime erken uyanıp Maskeli daha sonradan öğrendikleri Polat Alemdar'la birlikte hareket etmiştir.

Sencer ise Poyraz adında hainlik etmiş eski bir istihbaratçıyı operasyonal işleri yapması için Özbekistan'dan çağırır. Poyraz, Polat Alemdar ve ekibini yok etmek için uğraşacaktır. Alemdar'ın ailesine de zarar verir. Polat Alemdar Poyraz'ın en yakın adamını yakalayıp öldürmüştür. Poyraz, Kara ve Abdülhey'i tam öldürecekken onu engellemiştir.

Polat, Sencer Bey'i deşifre ederek heyeti kurtarır. Ancak kendisi tehlikeye düşer. Poyraz'a esir olan Polat, Poyraz'ı Tapınakçılar'a gönderir. Poyraz, Tapınakçı olur. İlk görevi İhtiyarlar Heyeti'ni yıkmaktır. Bunu başarır, heyet deşifre olur.

Polat, deşifre olan eski heyeti yok ederek yeni heyeti oluşturmak için "Soy Kitabı" na ulaşarak yeni heyet üyelerini göreve çağırır. Heyet eskisi gibi güvenli ve tehlikesiz bir biçimde yeni üyeleriyle hükmüne devam eder. Yeni ak saçlı ise "Hoca" dır. Sırrı bilen tek kişi olan Polat Alemdar kendisi hakkında infaz kararı çıkarır ancak KGT Lideri Akif tarafından boğulurken İhtiyarlar Heyeti tarafından ölümü engellenir ve Aksaçlı seçilir.
Polat Alemdar, dağılan ekibini toparlamak ister. Polat, Aksaçlı olduktan sonra naib görevine getirdiği Abdülhey ile temas kurmuş ancak Abdülhey, Polat yaşadığını sakladığı için kırgınlık duyduğundan Polat'ın tekliflerini kabul etmemiştir.

Polat'ın öldüğünü sanan Cahit'in intikam almak için içine sızdığı Tapınakçılar adında oluşum ile mücadeleye giren Polat, Kara'ya bir görev verir. Tapınakçılar'ın İhtiyarlar Heyeti'ne zarar vermek amacıyla Türkiye'ye getirdiği Armageddon Timi'ne karşı tüm dünyada mücadele edecek olan Siyah Sancak Timi kurulacaktır.

Abdülhey Çoban'ın ölümüyle Memati Baş'ın ölümünde yaşadıklarının bir benzerini yaşayacaktır. "Ben bu oyunu bitirmeye and içtim, Dünyanızı başınıza yıkacağım." diyerek sahalara geri dönmüştür. Fakat kısa bir süre sonra Kara Irak'ta ŞEDİD'e esir düşmüştür. ŞEDİD Komutanı Sagir ve Mr.Key Kara'ya ebola enjekte eder. Bunun sonucu Kara: "Onların pisliğiyle öleceğimi kendi askerimin kurşunuyla ölürüm." diyerekten kendisini Siyah Sancak elemanlarına öldürtmüştür ve Polat için ağır bir kayıp olmuştur. Yeni ekibi Cahit Kaya, Güllü Erhan, Timur ve Yasin'den oluşmaktadır. 2014'te babasıyla birlikte sabah namazını eda ederken babası secdedeyken dünyaya gözlerini yumdu. Böylece en büyük kayıplarından birini yaşadı.

Abdülhey Çoban, ölünce bardak taşmış ve Polat'ın, 2005 yılında Tapınakçılar'ın Dünya Baronu Amon ile yaptığı anlaşma Amon tarafından bozulmuştur. Polat Alemdar, 2005 yılında Elif Eylül'ün defni sırasından eski adamı Nevzat tarafından Elif'in mezarına atılan ve orada saklanan Kripteks'de ki belgeleri kopyalarak CIA, MOSSAD, Beyaz Saray gibi önemli kurumlara gönderdi. Böylece Tapınakçılar'ın tüm pislikleri ortaya döküldü ve Tapınakçılar'a karşı tüm dünyada Piramit Operasyonu başlatıldı. Böylece Tapınakçılar birçok zarara uğrayarak ağır kayıplar verdiler.

Polat, anlaşmanın bozulmasından dolayı Amon'u Türkiye'ye davet etmiştir. Bunun üzerine Amon, İstanbul'a gelmiş ve Polat ile Ayasofya'da görüşmüştür. Amon bundan sonra Armageddon Timi'ni Türkiye'den çekmiştir. Böylece İngilizler, kendilerine Türkiye'de meydan bularak daha rahat hareket etmeye başladılar. İngiliz-İsrail ortaklığıyla Brandon tarafından kurulan Lion Timi Türkiye'ye geldi ve Siyah Sancak ile çatışmaya başladı. Bu timin komutanı olan ve eski Armageddon Timi lideri olan Mr.Key, Akif tarafından öldürülünce timin başına Juliet geçti.

Coğrafi Keşifler ile birlikte güçlenen hanedanlar, çok uzun zamandan beridir vardılar ancak Coğrafi Keşifler ile birlikte güçlenince kendilerini iyice belli etmeye başladılar. Bu güçler Coğrafi Keşifler'den önce dünyanın %9'na hakimken keşiflerle dünyanın %82'sine hakim oldular. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen 1.Dünya Savaşı'nda sonra bu hanedanların tarihe karıştığına herkes inanmıştı. Ancak sadece bu savaşta yenilen devletlerin hanedanları tarihe karışmıştı. 1.Dünya Savaşı'ndan galip çıkan devletlerin hanedanları ise bu yolla kendilerini gizlemişlerdir. Polat Alemdar'ın, Kripteks'de ki bilgileri açıklaması sonucu başlayan Piramit Operasyonu ile bu güçler biraraya geldiler ve Tapınakçılar aracılığıyla Polat Alemdar'a karşı büyük bir savaşa girdiler.

Polat Alemdar, Brandon'un kendisiyle ilgili yalan videolar yayınlaması üzerine INTERPOL, Polat hakkında yakalama kararı çıkarmıştır. Polat, uzun bir kovalamaca sonrası yeni KGT Ofisi'nin bulunduğu dağda ki sığınağa kaçmıştır. Bu sığınağa Aksaçlı olan Hoca ve Siyah Sancak tarafından Lion Timi'nin elinden kurtarılan Süha Tarık'nda gelmesiyle Ömer Baba'nın gizli vasiyeti açıklanmıştır. Bu vasiyete göre Ömer Baba, kendisinin bu ocakların sır katibi olduğunun Polat'a bildirilmesini ve bu Ocaklar'ın liderliğinin Polat Alemdar'a verilmesini istemiştir. Bu Ocaklar Osmanlı döneminde kurulmuştu. Çünkü 1.Dünya Savaşı başlayınca Osmanlı Devleti, daha iyi bir savunma yapabilmek için merkez olan İstanbul'u güçlü tutmuştur ve Rumeli ile Arap Yarımadasın'da ki topraklarda yeni devletler kurulmuştur. Osmanlı Devleti, bu devletlerde kurulan, toplam sayıları 52 olan ocaklar aracılığıyla gene bu devletlere hakim olmuştur. Bu ocaklar, Anadolu'da ki Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında çok büyük rol oynamıştır. Bu ocaklar, Cumhuriyet Dönemin'de de varlıklarını korumuşlardır ve günümüze kadar gelmişlerdir. Polat, Süha Tarık sayesinde öğrendiği bu vasiyette Ömer Baba'nın, kendisinden istediği Ocaklar'ın başına geçmeyi kabul etmiştir.

Polat Alemdar İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça ve Kürtçe'yi çok iyi konuşur. Her tür silah ve dövüş konusunda uzmanlaşmıştır.

Polat Alemdar, Dünya Baronu tarafından Baronluğa kadar yükseltilmiş, hatta masonik bir örgüt tarafından Lübnan başbakanı Fuad Sinyora'ya zorla suikast düzenlemesi için Suriye'ye dahi gönderilmiştir.

Polat Alemdar Irak'ta girdiği operasyonda Türk askerlerinin kafasına çuval geçiren Amerikalı komutan Sam William Marshall'ı başa baş bir kavganın sonunda bıçaklayarak öldürmüştür.

Polat Alemdar'ın şu anda yaşamasında aslında biraz da Laz Ziya'nın payı vardır. Konsey de Polat Alemdar'ın kalemi kırılacağı anda Laz Ziya araya girip kızım ile Polat Alemdar nişanlanacak. diyerek konsey baronu olan Mehmet Karahanlı'nın kalemi kırmasını engellemiştir.
Polat Alemdar Suriye'ye gönderilmeden önce Masonlar onu öldürdü ve adrenalin iğnesi ile tekrar canlandırıp kendi taraflarına çekmek için konuşma yaptılar. Polat Alemdar onlardan olmayı kabul etmeyince tekrar bayıltıp Suriye'ye gönderdiler. Suriye de zorla da olsa operasyonu yaptırdılar.

wikipedia

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder