İlişkileri deşifre edip, sistemi çökertmek üzere mafyanın içerisine girmiş, çetelerin “Küresel Güçler” ile nasıl işbirliğine girdiğine şahit olmuş, gizli bir devlet görevlisidir. “Kurtlar Vadisi – Pusu”da Polat Alemdar’ın misyonu yine akıl, cesaret ve organizasyon becerisi gerektirmektedir. Çünkü mücadele ettiği güçler, yarım asırdan beri ülkenin birçok yapılanmasına sızmış, derin ve küresel bir oyunun parçasıdır…
Polat Alemdar; Mehmet Karahanlı ile Nergis Karahanlı'nın
öz oğludur. Mehmet Karahanlı, devlete birçok hizmette bulunmuş bir
istihbaratçıydı. Özellikle Aslan Akbey'le birçok başarılı operasyon
yapmıştı. Ancak en son ki görevlerinde gözünü para ve güç bürümüş olan
Karahanlı; İsrail'e, Filistinliler'in kaldığı bir mülteci kampında
silahların saklandığına ihbar ederek ihanet etmiştir. Bunun üzerine
İsrail kampı bombalamıştır. O sırada kampta olan Aslan Akbey'in
kızkardeşide ölmüştür. Aslan Bey ya da kod adıyla Amca, bunun öcünü almak için Karahanlı'nın oğlu Efe Yakup Karahanlı'yı
kaçırmış ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na vermiştir. Ömer Candan ve Nazife
Candan isimli bir çift, Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan bir evlatlık almak
istiyordu. Amca, Efe Yakup'un bu çifte evlatlık olarak verilmesini
sağlamıştır. Amca'nın amacı; Efe Yakup'un tanınmayan bir ailede
saklanarak tekrar öz annesi ve babası tarafından bulunmasını
engellemekti. Ömer ile Nazife Candan çiftiyse, Efe Yakup'a Ali ismini
verdi. Böylece Mehmet Karahanlı'nın oğlu Efe Yakup Karahanlı, Ali Candan
oldu. Ali Candan büyüyünce Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirerek bir
diplomat oldu. Ali Candan, diplomat gibi görünsede bir istihbaratçıydı
ve Aslan Akbey'e hizmet ediyordu. Ali Candan, birçok Avrupa ülkesinde
başarılı operasyonlarda bulunmuştur. En son Kosova'da iken Aslan Akbey,
onu yurda çağırmıştır ve en zor görev olan Kurtlar Vadisi Operasyonu görevini vermiştir. Ali Candan bunun için ailesi ve sevgilisi Elif Eylül ile vedalaştıktan sonra estetik bir ameliyat olmuştur ve yüzü değiştirilmiştir. Kendisine yeni kimlik olarak Polat Alemdar kimliği verilmiştir ve Ali Candan, trafik kazasında öldü olarak gösterilmiştir. Böylece Ali Candan, Polat Alemdar olmuştur.
Kurtlar Vadisi Operasyonu'nda amaç, mafyanın en tepesindeki güç olan Kurtlar Konseyi'nin
çökertilmesiydi. Bu görev çok zordu ve Kurtlar Konseyi çok güçlüydü.
Öyleki konsey Türkiye Cumhuriyeti'nin yıllık milli gelirinin yarısı
kadar bir parayı kontrol ediyordu. Polat Alemdar, Duran Şatıroğlu'nun
yeğeni olarak gösterilmişti. Aslan Akbey, durumu Duran Emmi'ye
anlatmıştır. Bunun üzerine Duran Emmi, kendilerine yardımcı olmayı kabul
etmiştir. Böylece Polat Alemdar, Duran Emmi'nin kıraathanesinde durmaya
başlamıştır. Buradayken ileride en çok sevdiği insanlardan olan Seyfo Dayı ve Süleyman Çakır
ile tanışacaktır. Seyfo Dayı, Duran Emmi'nin sağkoluydu ve Emmi'nin
ölümümden sonra her zaman Polat'a yardımcı olmuştur. Süleyman Çakır
geçmişte hapisteyken, kendisine Duran Emmi'yi öldürmesi karşılığında çok
büyük para verileceği söylenmesi üzerine Duran Emmi'yi abdest alırken
öldürecekti ki kendi babasınında kendisine abdest alırken öldürüldüğünü
hatırlayınca onu öldürememiştir. Bu olaydan sonra Süleyman Çakır ile
Duran Emmi'nin yolu hiç ayrılmamıştır. Duran Emmi, Çakır'a birçok
yardımda bulunmuş hatta Çakır'ın kardeşi Derya Çakır'ı okutarak onun bir mimar olmasını sağlamıştır. Süleyman Çakır, aynı zamanda Kurtlar Konseyi'ne bağlıydı ve Testere Necmi'nin
hiyerarşisindeydi. Çakır, birgün Duran Emmi'yi ziyarete geldiğinde
Polat ile tanışmıştır. Bu tanışmadan sonra, Çakır'la arası açık olan
Kurtlar Konseyi'nin İstanbul Sefiri Şevko, bir suikast ile Emmi
ile Çakır'ı öldürmek istemiştir. Emmi ile Çakır kıraathaneden çıkarken,
Şevko'nun adamları arabadan çıkarak onları öldürmeye çalışmış fakat
Polat, Emmi ile Çakır'ı yeri yatırarak canlarını kurtarmıştır. Bundan
sonra Polat ile Çakır can dostu oldular. Çakır ile Şevko arasında ki
husumetin sebebi, kumarhane açma hakkının Şevko yerine Çakır'a
verilmesiydi. Çakır'ın Şevko ile arası açılınca Konsey araya girerek bir
barış sağlamış fakat bu barış çok kısa sürmüştür. Şevko'nun Duran Emmi
ile de arası açıktı çünkü Şevko, Kanlıca Sırtların'da ki evleri zorla
zaptederek oraya yeni binalar dikmek istiyordu ama Kanlıca sakinleri
bunu reddediyordu. Evi Kanlıca'da bulunan Polat'ın çok sevdiği ve
sonradan üvey babası olduğunu öğrendiği Ömer Candan, bu yüzden Duran
Emmi'den yardım istemiştir. Bunun üzerine Emmi, Şevko'nun yazanesine
gitmiş ve ona Kanlıca işinden vazgeçmesine söylemiştir. Şevko bundan
dolayı Duran Emmi'ye düşman olmuştu. Şevko, Konsey'in üyesi olanTombalacı Mehmet'in liderliğinde kurulan sehemde yer almış ve Tombalacı'dan başka sınır kapılarını kontrolü altında tutan Tuncay Kantarcı ve çok büyük miktarda parası olan İplikçi Nedim ile işbirliği yapmıştır. Bu sehemde amaç, İsrail'den gelecek olan uçaksavar mermilerini Irak'a
ulaştırmaktır. Ancak bunu öğrenen Aslan Akbey, uçaksavar mermilerini
taşıyan tırları Cizre'de durdurdu ve bu mermilerin ileride kullanılmak
üzere gömülmesini emretti. Bu işte de başarısız olan Şevko, bir
gazeteciye mektup yazarak herşeyi anlatacağını, amacının sadece
kendisini aklamak olduğunu söylemiştir. Bundan haberdar olan Tombalacı,
Şevko'yu öldürtmek için Şevko'nun saklandığı hastaneye adamlarını
göndermiş ayrıca Çakır ile Polat'da, Şevko'yu sehem konusunda
konuşturmak için hastaneye gitmişlerdir. Ancak Aslan Akbey, herkesten
erken davranarak Şevko'yu konuşturdu ve sehemi Tombalacı'nın kurduğunu
öğrendi ve Şevko'yu pencereden atarak öldürdü. Daha sonra Tombalacı
Mehmet, Çakır'ın açtığı kumarhaneyi kendisine vermesini istedi ancak
Çakır bunu kabul etmeyince kumarhaneyi tarattı ve birçok kişinin ölümüne
ve yaralanmasına sebep oldu. Ölenlerden biride Çakır'ın kızkardeşi
Derya idi. Gene Polat ile Elif'te yaralanmıştı hatta Elif, omuriliğine
mermi isabet etmesinden dolayı felç olmuştu ancak ileride fizik tedavi
ile iyileşmiştir. Tombalacı, Çakır'ı öldüremeyince, birçok kez daha
Çakır'ı öldürmek istemiş fakat hepsinde başarısız olmuştur. Çakır,
iyileşince mahkemede yargılandı ve kumarhane işletmekten dolayı mahkum
edilerek hapse gönderildi. Daha sonra, Elif, Polat, Memati ve Seyfo
Dayı'nın çabalarıyla kurtuldu. Karahanlı, Tombalacı ile Çakır
arasında ki meseleyi sona erdirmek için Tombalacı'yı yurtdışını
göndermeye karar verdi. Karahanlı'nın sağkolu ve Konsey üyesi Kılıç,
Çakır ile görüşürken bunu Çakır'a bildirmiş ve Tombalacı'nın nereden
hangi yatla gideceğinide Çakır'a söylemiştir. Çakır ve Polat, Tombalacı
gelmeden önce yata baskın yaptılar ve kaptanla mürettebatın elini kolunu
bağladılar. Böylece Tombalacı gelince onu pusuya düşürdüler ve
yakaladılar. Tombalacı'yı, tarattığ kumarhaneyi getirdiler ve onu bir
masaya bağladılar. Çakır, beyzbol sopasıyla Tombalacı'nın bütün
kemiklerini kırdı ve Polat, Tombalacı'nın kafasına sıktı. Böylece
Tombalacı'dan hesap sorulmuş oldu.
Süleyman Çakır, Şevko'nun ölümümden sonra bir süre boş kalan İstanbul
Sefirliği'ne getirildi. Çakır, sefir olunca İstanbul'da ki tüm küçük
mafyaları mekanına davet etti. Ancak Cerrahpaşalılar sorun çıkarsalarda Cerrahpaşalı Metin,
Çakır'ın mekanına geldi. Çakır, bu mafyalardan kendisine biat
etmelerini istedi. Cerrahpaşalı Metin, sorun çıkarınca Polat, ona biat
etmesini söyledi. Polat, Metin'den "Sen kimsin lan racon kesiyorsun?" şeklinde bir cevap aldı. Bunun üzerine Polat, "Racon kesmiyorum, kafa kesiyorum"diyerek
Cerrahpaşalı Metin'in kafasını kesti. Diğer mafyalarda biat ettiler.
Ancak Cerrahpaşalı meselesi burada bitmedi. Konsey'in bir üyesi olan ve
Konsey'in suikast işlerini yürüten Testere Necmi, Cerrahpaşlılar'dan yana oldu. Cerrahpaşalı Metin'in abisi Cerrahpaşalı Halit,
intikam için yanıp tutuşuyordu. Çakır'a biat eden mafyalarda
biatlarından döndüler ve Halit'den yana oldular. Testere Necmi, Çakır'ın
karısı Nesrin'in kızkardeşi olan Meral'i kaçırdı ve bir
eve hapsetti. Halit'de o eve saklandı. Çakır, evi bulunca eve girdi ve
Meral'in yanına giderken Halit tarafından pusuya düşürüldü. Bunun
sonucunda ağır yaralandı. Polat, Çakır'dan sonra eve gelince Meral'in
ellerini ve ayaklarını bağlayan iplerini çözdü. Daha sonra Çakır'ı
alarak hastaneye götürdüler. Fakat Çakır tüm müdahalelere rağmen
kurtarılamadı ve öldü. Polat Alemdar, biatlarından dönen mafya
babalarının hepsini Çakır'ın ölümüyle aynı gece öldürdü. Gene aynı gece,
Cerrahpaşalı Halit'in evini bastı ve Memati, Halit'i boğarak öldürdü.
Böylece Polat, Çakır'ın hesabını sordu ve başta Memati Baş olmak üzere Çakır'ın tüm adamları Polat'ın adamı oldular.
Aslan Akbey, başına buyruk istihbaratçılardan olan Pala ve ekibi tarafından öldürüldü. Daha sonrada Seyfo Dayı'yı da aynı şekilde öldürdüler. Bunun üzerine Polat, Pala'yı yakaladı ve Aslan Akbey'i kimin emriyle öldürdüğünü sordu ve Kirve
cevabını aldı. Daha sonra Pala, Polat tarafından öldürüldü ve bir
çukura atılarak üstüne beton döküldü. Seyfullah Yördem'in namı diğer
Seyfo Dayı'nın cenazesi sırasında Kirve, Polat ve Laz Ziya ile Kılıç'a,
mezarı göstererek hepinizin geleceği yer burasıdır dedi. Bundan sonra
Polat, Konsey üyelerinden Laz Ziya ile bir olarak Kirve'yi yakaladılar. Daha sonra Kirve'yi, Halo Dayı'ya
teslim ettiler. Halo, Kirve'nin vaktiyle zulüm edip delirttiği Deli
Mesut'u akıl hasyanesinden aldı ve bir odaya aldı. Daha sonra Kirve'yi
de o odaya attı. Mesut, bir gözlük camıyla Kirve'yi paramparça etti.
Polat'ın öz babası Mehmet Karahanlı'nın amacı, dizide pek çok insanın
bildiğinin aksine bizzat Dünya'nın düzenini değiştirmeyi planlayan bir
amacı olan Tapınak Şövalyeleri'ni bertaraf edip dünyada hâkim bir güç
haline gelmekti ancak zaafı onu ele verdi. Tek zaafı yıllar önce Aslan
Akbey tarafından kaçırılan oğlu Efe Yakup Karahanlı, (Polat Alemdar veya
Ali Candan)'dır. Oğluna karşı olan zaafı onu bitirmiştir. Mehmet
Karahanlı, Tapınakçılar tarafından öldürüldü. Karahanlı'nın ölümünden
sonra KGT'nin (Kamu Güvenliği Teşkilatı) kurucusu olan Doğu Eşrefoğlu, Polat'a gerçekleri anlatarak kendisinin Mehmet Karahanlı'nın
oğlu olduğunu söylemiştir. Böylece Polat geçmişini öğrenmiştir. Polat,
kendsinin aslında Ali Candan olduğunu, görev amacıyla Polat olduğunu
ailesine anlatmıştır ve ailesine büyük bir sevinç vermiştir.
Mehmet Karahanlı'nın ölümüyle iyice güç kaybeden Kurtlar Konseyi'ne rakip olarak, İbrahim Ahıskalı'nın lideri olduğu Rus Konseyi Türkiye'ye gelmiştir. Ancak bu Konsey'in üyelerinin tamamı, gene bu Konsey'in üyesi olan Akrep Bekir'in ihanetiyle Memati tarafından helikopterden taranarak öldürüldü. Kongrenski adlı örgütün lideri ve eski bir KGB ajanı olan Tilki Andrei,
Rus Konseyi'ni denetlemeye, inisiyatifine bağlı olarakda öldürmek için
Türkiye'ye gelmişti. Fakat Polat'ın bu konseyi ortadan kaldırması
üzerine Tilki, ilk önce Konsey'e ihanet eden Akrep Bekir'in yatağına bir akrep koyarak Akrep Bekir'i öldürdü. Tilki Andrei, daha sonra Polat'ın dört adamını kaçırdı ve Polat'tan Samuel Vanunu'nun kellesini istedi. Fakat verdiği süre dolmadan Polat'ın adamlarını öldürdü ve Rusya'ya geri döndü.
Polat Alemdar, bizzat Mehmet Karahanlı tarafından yazılan Kripteks
adında ki belgeleri ele geçirmiştir. Fakat Kripteks'i açamamıştır. Çünkü
Kripteks'in anahtarı Karahanlı'nın sağkolu Kılıç'ın çakısıydı. Kurtlar
Konseyi'nin üyesi ve Karahanlı'nın avukatı olan Nizamettin Güvenç, tek başına Türkiye'ye hakim olmak istedi. Bunun sonucunda Konsey'in son kalan üyelerinden Laz Ziyayı hapishanede şişletti ve Kılıçı,
çakısını kalbine saplayarak öldürdü. Böylece Kripteks'in anahtarı
Nizamettin'in eline geçti. Ancak Nizamettin çok geçmeden Polat Alemdar
tarafından yakalandı ve asılarak öldürüldü. Kılıç'ın çakısıyla
Kripteks'i açan Polat, bunda ki bilgileri aldı. Kripteks, daha sonra
Polat'ın adamı Nevzat tarafından, Elif Eylül'ün defni
sırasında Elif'in mezarına atıldı ve böylece burada gizlendi. Elif
Eylül, Polat'ın Ali olduğuna öğrenince şoka girmişti ve bir trafik
kazası geçirerek ağır yaralanmıştı. Daha sonra hastanede ölmüştü.
Polat Alemdar, tüm bu olaylardan sonra, Los Angeles'a giderek Tapınakçılar'ın Dünya Baronu Amon ile görüştü. Amon,
Polat'tan, Kripteks'i istedi. Polat Kripteks'i vermedi ve Amon ile bir
anlaşma yaparak Türkiye'ye geri döndü. Türkiye'de, faaliyetlerinden
dolayı mahkemede yargılanan Polat, serbest bırakıldı.
En yakın dostu Süleyman Çakır'dan kalan adamlarıyla birlikte ülkeyi ele geçirmeye çalışan İskender Büyük adındaki emekli bir generalle savaştı. İskender Büyük'ün ortaya çıkması, İhtiyarlar
adı verilen Türk derin devletinin Polat Alemdar ile temasa geçmesini
sağlamıştır. Bu yüzleşmenin gerçekleşmesini istemeyen İskender Büyük'ün
tüm engellemelerine karşın, Polat Alemdar buluşmayı gerçekleştirmiştir.
Bu buluşma neticesinde ülke hakkındaki en net bilgileri edinmiş ve
İhtiyarların desteği ile hareket rotasını belirlemiştir.
Annesinin kalp krizi geçirmesi yüzünden Ebru Duru ile evlenmiştir.
Kayınpederi Ercüment Duru'nun İskender Büyük'ün adamı olduğu ortaya
çıkarmıştır. İskender Büyük ve yapılanması ile savaşmıştır. Başbakana
yapılması planlanan suikasti engellemeye çalışırken başbakanın koruması
tarafından vurulmuş ve ağır yaralanmıştır.
En nihayetinde İskender Büyük, Davut Tataroğlu,
İstihbaratlar ve Müsteşarlar gibi birçok üst düzey kişi ve makamı
belirli bir amaç doğrultusunda, belirli sürelerde kullanan en büyük ve
derin yapılanmayı, yani Gladio'yu keşfetmiş. Bu oluşumun Türkiye
sorumlusu Aron Feller ile yüzleşmiş ve onunla mücadeleye girişmiştir.
Gladio, Polat Alemdar'ın en yakın adamlarından birisi olan Abdülhey
Çoban'ı kaçırıp konuşturmayı denemiş fakat kullandıkları yöntemler
sonucu Abdülhey'in hafızasının son 10 yılı silinmiştir. Polat Alemdar
Abdülhey'in kayıp hafızasını geri getirmeyi başarmıştır. Peşindeki
Gladio yapılanmasını atlatmaya çabalamaktadır. 2 kez Türkiye başbakanını
suikastten kurtarmıştır. İstanbul'da bir nükleer bombanın patlamasına
engel olmuştur.
İskender Büyük,
en büyük düşmanı Polat Alemdar'ı yok etmek için karısını öldürüp kızını
kaçırarak Aron Feller'e teslim etmiş, ancak bu davranışının bedelini
canıyla ödemiştir.
Polat Alemdar ilerleyen bölümlerde yaptığı operasyonda başarısız olduğundan KGT başkanlığı görevinden alınmış, yerine Ünsal Kemal Alnıaçık getirilmiştir. Devlet ile yolları artık ayrılmış olan Polat Alemdar, amacına ulaşmak için yöntem değiştirmiş; Şeref Zazaoğlu, Zülfikar Ağa, Baba Memduh
ile iş birliği içine girip, mafya yapılanmasına tekrar dönmüştür.
Sonraki bölümlerde bunun İhtiyarlar tarafından oynanmış bir oyun olduğu
ortaya çıkmış ve Polat Alemdar KGT başkanlığı görevine tekrar dönmüştür.
İlerleyen zamanlarda sağ kolu olan Memati Baş suikaste uğramış ve
hayatını kaybetmiştir. Bu Polat Alemdar'ı psikolojik travma sürecine
sokmuştur. Eski İhtiyarlar Başkanı ise suikast sonucu öldürülmüştür,
yerine gelen yeni İhtiyarlar Başkanı Adil Eşrefoğlu (Doğu Eşrefoğlu'nun
kardeşi), Polat Alemdar'ı KGT görevinden alıp yerine Mete Aymar ve Mete
Ağır getirilmiştir.
İhtiyarlar Başkanı Adil Bey, Polat Alemdar'a sonu ölüm olan bir görev
vermiştir. Burada Polat'ın görevi örgütü çökertmek ve başkanı
öldürmektir. Bunu başaramaz. Çıkan çatışmada ağır yaralanır ama bir
mühdet öldü zannedilir ve kayıtlara öldü olarak geçirilir. Artık Polat
Alemdar'ın kimliği yoktur. Polat, belli bir süre yaşadığını herkesden
saklamış, maske takarak görevine devam etmiştir.
İlerleyen bölümlerde İhtiyarlar Heyetinin yeni başkanı olan aksaçlı
Adil Bey, kötü bir oyun ile makamından edilmiş ve yerine yeni gelen
Sencer Bey, devletin bölgesel güç olma stratejisinden çıkararak NATO'nun
emrine sokmaya çalışmaktadır. Memati'nin ölümü, Polat'ın Suriye'de
zarar görmesi Sencer Bey'in oynudur. Birçok devlet kurumu, Mete Ağır ve
başta KGT, bu oluşumu ve değişime erken uyanıp Maskeli daha sonradan
öğrendikleri Polat Alemdar'la birlikte hareket etmiştir.
Sencer ise Poyraz adında hainlik etmiş eski bir istihbaratçıyı
operasyonal işleri yapması için Özbekistan'dan çağırır. Poyraz, Polat
Alemdar ve ekibini yok etmek için uğraşacaktır. Alemdar'ın ailesine de
zarar verir. Polat Alemdar Poyraz'ın en yakın adamını yakalayıp
öldürmüştür. Poyraz, Kara ve Abdülhey'i tam öldürecekken onu
engellemiştir.
Polat, Sencer Bey'i deşifre ederek heyeti kurtarır. Ancak kendisi
tehlikeye düşer. Poyraz'a esir olan Polat, Poyraz'ı Tapınakçılar'a
gönderir. Poyraz, Tapınakçı olur. İlk görevi İhtiyarlar Heyeti'ni
yıkmaktır. Bunu başarır, heyet deşifre olur.
Polat, deşifre olan eski heyeti yok ederek yeni heyeti oluşturmak
için "Soy Kitabı" na ulaşarak yeni heyet üyelerini göreve çağırır. Heyet
eskisi gibi güvenli ve tehlikesiz bir biçimde yeni üyeleriyle hükmüne
devam eder. Yeni ak saçlı ise "Hoca" dır. Sırrı bilen tek kişi olan
Polat Alemdar kendisi hakkında infaz kararı çıkarır ancak KGT Lideri
Akif tarafından boğulurken İhtiyarlar Heyeti tarafından ölümü engellenir
ve Aksaçlı seçilir.
Polat Alemdar, dağılan ekibini toparlamak ister. Polat, Aksaçlı
olduktan sonra naib görevine getirdiği Abdülhey ile temas kurmuş ancak
Abdülhey, Polat yaşadığını sakladığı için kırgınlık duyduğundan Polat'ın
tekliflerini kabul etmemiştir.
Polat'ın öldüğünü sanan Cahit'in intikam almak için içine sızdığı
Tapınakçılar adında oluşum ile mücadeleye giren Polat, Kara'ya bir görev
verir. Tapınakçılar'ın İhtiyarlar Heyeti'ne zarar vermek amacıyla
Türkiye'ye getirdiği Armageddon Timi'ne karşı tüm dünyada mücadele
edecek olan Siyah Sancak Timi kurulacaktır.
Abdülhey Çoban'ın ölümüyle Memati Baş'ın ölümünde yaşadıklarının bir
benzerini yaşayacaktır. "Ben bu oyunu bitirmeye and içtim, Dünyanızı
başınıza yıkacağım." diyerek sahalara geri dönmüştür. Fakat kısa bir
süre sonra Kara Irak'ta ŞEDİD'e esir düşmüştür. ŞEDİD Komutanı Sagir ve
Mr.Key Kara'ya ebola enjekte eder. Bunun sonucu Kara: "Onların
pisliğiyle öleceğimi kendi askerimin kurşunuyla ölürüm." diyerekten
kendisini Siyah Sancak elemanlarına öldürtmüştür ve Polat için ağır bir
kayıp olmuştur. Yeni ekibi Cahit Kaya, Güllü Erhan,
Timur ve Yasin'den oluşmaktadır. 2014'te babasıyla birlikte sabah
namazını eda ederken babası secdedeyken dünyaya gözlerini yumdu. Böylece
en büyük kayıplarından birini yaşadı.
Abdülhey Çoban, ölünce bardak taşmış ve Polat'ın, 2005 yılında Tapınakçılar'ın Dünya Baronu Amon ile yaptığı anlaşma Amon tarafından bozulmuştur. Polat Alemdar, 2005 yılında Elif Eylül'ün defni sırasından eski adamı Nevzat tarafından Elif'in mezarına atılan ve orada saklanan Kripteks'de
ki belgeleri kopyalarak CIA, MOSSAD, Beyaz Saray gibi önemli kurumlara
gönderdi. Böylece Tapınakçılar'ın tüm pislikleri ortaya döküldü ve
Tapınakçılar'a karşı tüm dünyada Piramit Operasyonu başlatıldı. Böylece Tapınakçılar birçok zarara uğrayarak ağır kayıplar verdiler.
Polat, anlaşmanın bozulmasından dolayı Amon'u Türkiye'ye davet
etmiştir. Bunun üzerine Amon, İstanbul'a gelmiş ve Polat ile Ayasofya'da
görüşmüştür. Amon bundan sonra Armageddon Timi'ni Türkiye'den
çekmiştir. Böylece İngilizler, kendilerine Türkiye'de meydan bularak
daha rahat hareket etmeye başladılar. İngiliz-İsrail ortaklığıyla Brandon tarafından kurulan Lion Timi
Türkiye'ye geldi ve Siyah Sancak ile çatışmaya başladı. Bu timin
komutanı olan ve eski Armageddon Timi lideri olan Mr.Key, Akif
tarafından öldürülünce timin başına Juliet geçti.
Coğrafi Keşifler ile birlikte güçlenen hanedanlar, çok uzun zamandan
beridir vardılar ancak Coğrafi Keşifler ile birlikte güçlenince
kendilerini iyice belli etmeye başladılar. Bu güçler Coğrafi
Keşifler'den önce dünyanın %9'na hakimken keşiflerle dünyanın %82'sine
hakim oldular. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen 1.Dünya Savaşı'nda
sonra bu hanedanların tarihe karıştığına herkes inanmıştı. Ancak sadece
bu savaşta yenilen devletlerin hanedanları tarihe karışmıştı. 1.Dünya
Savaşı'ndan galip çıkan devletlerin hanedanları ise bu yolla kendilerini
gizlemişlerdir. Polat Alemdar'ın, Kripteks'de ki bilgileri açıklaması
sonucu başlayan Piramit Operasyonu ile bu güçler biraraya geldiler ve
Tapınakçılar aracılığıyla Polat Alemdar'a karşı büyük bir savaşa
girdiler.
Polat Alemdar, Brandon'un kendisiyle ilgili yalan videolar
yayınlaması üzerine INTERPOL, Polat hakkında yakalama kararı
çıkarmıştır. Polat, uzun bir kovalamaca sonrası yeni KGT Ofisi'nin
bulunduğu dağda ki sığınağa kaçmıştır. Bu sığınağa Aksaçlı olan Hoca ve
Siyah Sancak tarafından Lion Timi'nin elinden kurtarılan Süha Tarık'nda
gelmesiyle Ömer Baba'nın gizli vasiyeti açıklanmıştır. Bu vasiyete göre
Ömer Baba, kendisinin bu ocakların sır katibi olduğunun Polat'a
bildirilmesini ve bu Ocaklar'ın liderliğinin Polat Alemdar'a verilmesini
istemiştir. Bu Ocaklar Osmanlı döneminde kurulmuştu. Çünkü 1.Dünya
Savaşı başlayınca Osmanlı Devleti, daha iyi bir savunma yapabilmek için
merkez olan İstanbul'u güçlü tutmuştur ve Rumeli ile Arap Yarımadasın'da
ki topraklarda yeni devletler kurulmuştur. Osmanlı Devleti, bu
devletlerde kurulan, toplam sayıları 52 olan ocaklar aracılığıyla gene
bu devletlere hakim olmuştur. Bu ocaklar, Anadolu'da ki Kurtuluş
Savaşı'nın kazanılmasında çok büyük rol oynamıştır. Bu ocaklar,
Cumhuriyet Dönemin'de de varlıklarını korumuşlardır ve günümüze kadar
gelmişlerdir. Polat, Süha Tarık sayesinde öğrendiği bu vasiyette Ömer
Baba'nın, kendisinden istediği Ocaklar'ın başına geçmeyi kabul etmiştir.
Polat Alemdar İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça ve Kürtçe'yi çok iyi konuşur. Her tür silah ve dövüş konusunda uzmanlaşmıştır.
Polat Alemdar, Dünya Baronu tarafından Baronluğa kadar yükseltilmiş, hatta masonik bir örgüt tarafından Lübnan başbakanı Fuad Sinyora'ya zorla suikast düzenlemesi için Suriye'ye dahi gönderilmiştir.
Polat Alemdar Irak'ta girdiği operasyonda Türk askerlerinin kafasına çuval geçiren Amerikalı komutan Sam William Marshall'ı başa baş bir kavganın sonunda bıçaklayarak öldürmüştür.
Polat Alemdar'ın şu anda yaşamasında aslında biraz da Laz Ziya'nın payı vardır. Konsey de Polat Alemdar'ın kalemi kırılacağı anda Laz Ziya araya girip kızım ile Polat Alemdar nişanlanacak. diyerek konsey baronu olan Mehmet Karahanlı'nın kalemi kırmasını engellemiştir.
Polat Alemdar Suriye'ye gönderilmeden önce Masonlar onu öldürdü ve
adrenalin iğnesi ile tekrar canlandırıp kendi taraflarına çekmek için
konuşma yaptılar. Polat Alemdar onlardan olmayı kabul etmeyince tekrar
bayıltıp Suriye'ye gönderdiler. Suriye de zorla da olsa operasyonu
yaptırdılar.
wikipedia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder