21.11.16

Ezel nasıl Polat oldu?

Posta gazetesi televizyon eleştirmeni Mesut Yar, Ezel ve Polat Alemdar karakterlerinin gelişimini sıraladı ve sonra da tespitini yaptı:


"Ezel ile Polat Alemdar arasında keskin bir fark vardı. İlki gerçeklik açısından. İkisi de yetiştirme kahramandı. Ama Ezel daha çok “insana” benziyordu.



Yumruk yediğinde filan ağzı kanıyordu. Polat on kurşunla bile kanamıyordu hiç... Ezel de cesaret abidesiydi, Polat da. Bir işi ötekine bırakmamak konusunda tuhaf cesurluk gösterileri vardı. Ezel biraz daha tedbirliydi ama. Polat gelişine giriyordu toplara... İkisi de duygusallık yaşıyordu kimi zaman.

Ezel vicdanla şeytan arasında gidip gelen hisleriyle mücadele ederken, Polat hislerini ele verecek hiçbir hareket çekmiyordu; kendisine bile... Ezel’i kimi zaman elinde rakı efkar dağıtırken görüyorduk, Polat ağzına bir gram içki sürmeyip çay, domates ve peynir üçgeninde sağlıklı bir hayata tebessüm ediyordu... Ezel deli gibi aşık, Polat aşık gibi deliydi.

Biri sevdiği kadın için ölümlerden dönmüş, ötekisi sevdiği kadına bir kez “seni seviyorum” dememişti... Ezel ile Polat alemdar arasında keskin bir fark vardı. Şimdi kalmadı. Ezel de Polat gibi görünmez bir çelik yelekle dalıyor kurşunların içine.

Koca bir mafya ordusunu “yumruklarıyla” alt ediyordu. Üstüne doğrultulmuş namlulara gülüyordu filan... Daha da önemlisi o da ölmüyordu artık. Erkeklerinin yüzde yetmişinin Polat olmak istediği bir ülkede Ezel de mutlak sondan kaçamadı. O istemedi belki ama maalesef artık Polat Alemdar kalabalığından biri oldu. Hayırlısı diyelim..."  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder